Prostat kanserine kesin tanı koyulması amacıyla yapılan bir biyopsidir. Üroloji hekimi, parmakla rektal muayene ve PSA testi sonrası hastada bir kanser şüphesi görüyorsa mutlaka prostat biyopsisine başvurur. Prostat biyopsisi ile prostat kanserinin kesin tanısı saptanır.
Prostat biyopsisinde özel bir iğne ile prostatın çeşitli bölümlerinden parçalar alınır. Patoloji uzmanı bu parçaları mikroskop altında inceler. Bulguları üroloji uzmanına rapor eder.
Farklı prostat biyopsisi teknikleri olmakla birlikte günümüzde yoğun olarak kullanılan iki tip biyopsi tekniği mevcuttur: TRUS Biyopsi ve Füzyon Biyopsi.
Uzun zamandır kullanılan standart bir biyopsi yöntemidir. Prostat haritalandırılır ve USG eşliğinde 12 ayrı noktadan parça alınır. Ancak bu işlem sırasında tümörlü dokuyu görmek çoğu zaman mümkün olmaz ve şüphe uyandıran kitleyi görmeden biyopsi alınır. Bunun sonucunda da kanser hücresinden parça alınamayabilir ve hastada prostat kanseri gelişmesine rağmen tanı konulamayabilir. Ancak hastanın şikayetleri devam eder ve yeniden biyopsiye başvurulur.
Tıp teknolojisindeki gelişmeler prostattan biyopsi alınmasına da ciddi katkıda bulundu. Füzyon biyopsisi tekniğinde önce hastaya MR çekilir ve prostatı detaylı olarak görüntülenir. En önemlisi de kanser dokusunun yeri tespit edilebilir. MR sonucunda elde edilen görüntüler TRUS ile birleştirilir. Böylece doğrudan prostatta kanser şüphesi uyandıran dokudan biyopsi alınır. Kişi prostat kanseriyse bunun tanısı rahatlıkla koyulabilir ve erken evrede tedavisi yapılabilir.
Biz de kliniğimizde füzyon biyopsisi yöntemine başvuruyoruz. Peki, füzyon prostat biyopsisinin avantajları nelerdir?
Standart yöntemde (TRUS), ultrason incelemesi yaklaşık 10 dakika, biyopsi alınması da 15 dakika sürer. Füzyon biyopsisi içinse bu sürelere ek olarak yaklaşık 30 dakika da MR görüntülemesi ilave edilir.
Hastanın prostat biyopsisinde kanser hücresi tespit edildiyse tedavi planlamasına başlanır. En sık uygulanan tedavi yöntemi radikal prostatektomi ameliyatıdır. Biz bu işlemi kapalı olarak yapıyor ve laparoskopik cerrahinin avantajlarından yararlanıyoruz.
Laparoskopik Cerrahinin Avantajları Hakkında Detaylı Bilgi Alabilirsiniz!
Prostat biyopsisi temiz çıktı ise hastanın tümörü yok ve sağlıklı demektir. Ancak düzenli aralıklarla PSA testi vermesi gerekir. Zira klasik yöntemle biyopsi alındıysa kanser hücresinden parça alınamamış olabilir. Hastanın değeri yükselmeye devam ediyorsa ikinci kez prostat biyopsisi yapmak gerekir.
Transrektal prostat füzyon biyopsi de biyopsi makattan girilerek yapılır. Transrektal prob rutin olarak makata yerleştirilmiştir ve prostattan görüntü alınmaktadır. Biyopsi iğnesi de makat bölgesinden prostata yerleştirilir ve şekilde parça alınmış olur. Bu yöntemin bazı eksikleri mevcuttur. İşlemin tamamı makattan girilerek yapıldığı için enfeksiyon riski görece yüksektir. Literatürde her 10 hastanın 1’inde enfeksiyon geliştiği bildirilmiştir. Ayrıca biyopsi alınırken transrektal prob ile alınan görüntünün bozulma riski vardır.
Perineal prostat füzyon biyopside de aynı şekilde prob rutin olarak makata yerleştirilmiştir ve prostattan görüntü alınmaktadır. Ancak burada biyopsi iğneleri makat bölgesinin üst kısmından cilt tabakasından yarım milimetre çapındaki iğnelerle girilerek yapılmaktadır. Bizim de rutin olarak kiniğimizde tercih ettiğimiz teknik budur. Neden? Enfeksiyon riski daha azdır. Çünkü makata sadece görüntüleme probu yerleştirilir, burada başka bir girişim yapılmaz. Daha iyi bir görüntü alınabilir. Prob makata yerleştirilir ve buraya daha sonra dokunulmaz. Görüntü işlem boyunca aynı kalitede olur. Bu da doğal olarak daha doğru bir şekilde biyopsi yapılmasına olanak tanır.
Prostat biyopsisi hakkında hastaların sık sorduğu sorulara yanıt verdik.
PSA değeri yaşla birlikte artar. 40-49 yaşlarında bir erkekte normal görülen en üst değer 2.5 ng/ml iken, 50-59 yaş için 3.5 ng/ml, 60-69 yaş için 4.5 ng/ml, 70 yaş ve üzeri bir erkekte 6.5 ng/ml en üst değerdir. PSA skoru üst sınırın ne kadar fazla üzerindeyse hastada prostat kanseri olma riski de o kadar artar. Biz PSA değeri yüksek çıkan hastalarımızda tedbir amaçlı bir kez daha PSA bakmak isteriz. Bu iki testte de skor beklenenden yüksek ise prostat biyopsisine başvururuz.
Prostat biyopsisi sonrası 1 ya da 2 gece hastaların hastanede gözlem altında kalması gerekir.
Tedbir amaçlı takılabilir ya da hiç takılmayabilir. Ancak işlem sonrası hasta idrar yapmakta güçlük çekiyorsa mutlaka sonda takmak gerekir.
Merkezden merkeze değişebilmekle birlikte ortalama 1 hafta içinde sonuç çıkar.
Biyopsi öncesi idrar yolunda bir enfeksiyon olmadığından emin olmak için idrar kültürü bakılır. İşlemin enfeksiyon riski olduğundan 1 gün önce antibiyotik başlanır ve işlemden sonraki 3 günde de antibiyotik almaya devam edilir. İşlem makattan girilerek yapıldığı için bağırsakların temiz olması gerekir. Bu nedenle hastaya lavman yapılır. Kan sulandırıcı ilaçlar kesilir.
Prostat biyopsisi sırasında genel anestezi altında yapıldığı için hasta işlem esnasında bir ağrı hissetmez. Uyandıktan sonra makat bölgesinde ağrı, hassasiyet olabilir. Normaldir. Bu ağrı kısa süre içinde kendiliğinden geçer.
İşlemden sonraki 1-2 gün hafif kanama olabilir, normaldir. Hem idrarda kan görülebilir hem de makattan kan gelebilir. Kanama fazlaysa ya da kısa süre içinde geçmemişse hekimle görüşülmelidir.
En az 1-2 gün beklemek gerekir. Biyopsiden 15-20 gün sonra sonra bile menide kan pıhtıları görülebilir.
Yaşlanma ile Ortaya Çıkan Ürolojik Sorunlar Yaşlanmayla birlikte birey birçok farklı hastalıkla karşı karşıya kalabilir.…
Prostat Büyümesi Tedavisi Prostat büyümesi ürolojide en sık karşılaştığımız rahatsızlıklardan biridir. Prostat büyümesi tedavisi günümüzde…
Mesane Kanseri Tedavisi Mesane kanseri tedavisi olgudan olguya farklı stratejileri içerebilir. Mesanenin yani idrar torbasının…
Böbrek Kanseri Tedavisi Böbrek kanseri tedavisi nedir, sorusunun en net yanıtı, ameliyattır. Böbrekteki tümörü ya…
Prostat Kanseri Tedavisi Prostat kanseri tedavisi günümüzde yüksek başarı oranlarıyla, güvenli bir şekilde yapılmaktadır. Prostat…
Voiding Sistoüretrografi Nedir? Hastada kronikleşmiş ve nedeni tam olarak saptanamayan idrar yapma sorunlarının nedenini ortaya…