Erektil disfonksiyon olarak da adlandırılan sertleşme problemi cinsel ilişki için yeterince sertlik sağlanamaması ya da sürdürülememesidir.
Erkeklerde sertleşme sorunu sıklıkla karşılaşılan bir problemdir. Penis sertleşme sorunu yaş ile birlikte artış gösterir. Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneği’ne (CETAD) göre, 40 yaş üzerindeki her iki erkekten biri sertleşme problemi ile karşılaşabilmektedir.Tüm erişkin erkek toplumunun %10-20’sinde görülmektedir. Bu oran yaşla birlikte artmaktadır. 40-70 yaşları arasında bu oran %50 lere çıkmaktadır
Erkek cinsel işlevi; beyin, hormonlar, duygular, sinirler, kaslar ve kan damarlarını içeren karmaşık bir süreçtir. Sertleşme sorunu, bunlardan herhangi biriyle ilgili bir sorundan kaynaklanabilir. Aynı şekilde, stres ve zihinsel sağlık endişeleri erektil disfonksiyona neden olabilir veya kötüleştirebilir.
Not: Cinsel yaşam kişinin isteği, motivasyonu olduğu sürece devam eder. Bu sebeple tedavide de bir yaş sınırı yoktur.
Sertleşme sorunu hormon düzeylerindeki bozukluk sebebiyle örnek olarak testosteron eksikliği veya hiperprolaktinemiye bağlı olarak ortaya çıkmışsa hormon tedavileri uygulanabilir. Ancak hormon düzeyleri normal olan erkeklerde hormon tedavisi etkisizdir. Testislerden üretilen testosteron düzeyinin düşük olması ve sertleşme sorunu arasındaki ilişki henüz netlik kazanmamıştır. Çalışmalar göstermiştir ki düşük testosteron seviyeleri her zaman sertleşmeyi olumsuz yönde etkilemez. Fakat testosteronun normalden düşük olması cinsel isteği azaltabilir.
Sildenafil, tadalafil, vardenafil içeren ilaçlar penise giden kan akışını artırarak burada sertleşmeyi ya da sertleşmenin sürekliliğini sağlar. Kalp hastalığı, sertleşme bozukluğu için en önemli risk faktörlerinden biridir. Nitrat grubu ilaç kullanan kalp hastaları, sertleşme bozukluğunda kullanılan ilaçları kesinlikle kullanmamalıdır. Ayrıca stabil olmayan anjinası (kalp ağrısı), kontrol edilemeyen hipertansiyonu (yüksek tansiyon) olan, ciddi (kalp) kapak hastalığı olanlar, yüksek risk taşıyan aritmisi olan ve kardiyomyopati (kalp kası hastalığı olan) hastaları ilaç kullanımı açısından yüksek risk grubundadır.
Vakum (negatif tazyik): Özellikle yaşlı hastalarda diğer invaziv (girişimsel) tedavilerin uygulanma zorluklarının olması, ilaç kullanımının kontrendike (zararlı) olduğu durumlarda vakum tedavisi bir tedavi alternatifi oluşturmaktadır.
Vakum aletlerinin avantajları: Tüm sertleşme bozukluğu olgularında etkilidir. Düşük komplikasyon (istenmeyen durum) oranı vardır, kullanım sıklığı kısıtlaması yoktur.
Vakum aletlerinin kullanımının dezavantajları: Uygulanması iyi bir el becerisi gerektirmektedir, dar açılı sertleşme sağlamaz, penis cildinde renk değişimine yol açar, morarmaya neden olur ve boşalmayı engelleyebilir.
Lastik bandaj: Kanın arkaya yönelmesinin önüne geçilmesini sağlar.
Bu tedavi yönteminde küçük plastik bir silindirin penis ucundan yerleştirilmesi vasıtasıyla idrar yoluna alprostadil uygulanır. Sertleşmeyi sağlayacak kadar aktif madde penis dokusuna ulaşır. Cinsel ilişkiden 10–15 dakika önce uygulanır ve %43 hastada başarı sağlar. İdrar yolunda geçici yanma hissine neden olabilir.
Sertleşme bozukluğunun tedavisinde ilaçların kullanımından sonra daha az kullanılmasına rağmen kavernoz cisim içine enjeksiyon tedavileri 1980’li yıllardan beri bilinmekte ve uygulanmaktadır. İlaçların kullanımının daha kolay olması ve etkin olması, ayrıca penisin içine iğne yapılmasının fikri birçok kişiyi rahatsız etmesi nedeniyle daha az kullanılmaktadır. Bu amaçla prostaglandin E1, papaverin, fentolamin kullanılmaktadır. En sık görülen yan etkiler uzamış sertlik, eğer sertlik 6 saatden fazla sürerse iğne ile boşaltılmalıdır, ayrıca peniste ağrı ikinci olarak görülen yan etkidir.
Bu tedavide peniste kan akımı ve kan basıncını arttırmak hedeflenir. Özellikle normal kan akımını engelleyecek kaza geçirmiş olan genç hastalarda uygulanır. Bu tedavi yöntemi sağlıklı bir atardamarın penise yönlendirilmesi esasına dayanır. Günümüzde çok kısıtlı sayıda vakada kullanılır.
Diğer tedavilerin başarısız olduğu durumlarda, hasta tercih ediyorsa ve korpus kavernozumda (penisin içindeki yapı) daha önceki ameliyatlara veya enjeksiyona bağlı fibrozis (doku sertleşmesi) gelişmişse uygulanabilir.
Ama protezin yalnızca cinsel birleşmelerini sağlayan mekanik bir araç olduğu bilinmelidir. Ayrıca penis uzunluğunun kısalır gibi görünebileceğini, hislerin değişebileceğini, bazen ameliyattan sonraki birkaç hafta boyunca boşalmanın zor ve gecikmeli olabileceği unutulmamalıdır.
2 tip protez kullanılmaktadır. Malleable penis protezi ve şişirilebilen protez. Malleable penis protezi bükülebilir ve yarı serttir. Şişirilebilen protezler, penisteki silindirlere ek olarak bir adet pompa ve bir adet rezervuar içerir. Sıvı rezervuarlardan silindirlere pompalanır ve böylelikle penis sertleşir. Pompanın tabanındaki bir düğmeye basmak suretiyle silindirlerde toplanmış sıvı rezervuara geri döner ve penis yumuşar. Şişirilebilen protezler daha yüksek haşarı oranlarına sahiptir ve daha doğal bir görünüm sağlar. Penis protezleri daha ziyade yukarıda sıralanan tedavi yöntemlerinden fayda sağlayamayan hasta grubuna uygulanır Bu grubu kontrolsüz şeker hastalığı olanlar, prostat kanseri veya mesane kanseri tanısıyla cerrahi veya radyoterapi uygulanmış hastalar oluşturur. Bu grup hastada penis protezi yerleştirilmesi %90′a varan hasta memnuniyeti oranlarıyla sonuçlanmıştır. Neticede, penil protez kullananların yorumları oldukça olumlu seyretmiştir.
Sertleşme sorunu yaşayanlar neden fiziksel olsa bile psikolojik olarak etkilenecektir. Psikolojik danışma sorunun ortaya çıkarılması ve çözüme kavuşması açısından önemli faydalar sağlar. Özellikle fiziksel nedenlerin nadiren gözüktüğü genç erkek hastalarda psikolojik danışmaya ihtiyaç duyulmaktadır.
Antidepresan kullanan birçok erkek antidepresan kullanımının sertleşme bozukluğuna yol açma riskinin olduğunu düşünmektedir. Bu tamamen yanlış bir düşünce olmamakla birlikte doğruluk payı da düşüktür. Stres ve üzüntü yaşamın birer parçası. Çeşitli nedenlerle ortaya çıkan depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunları da günümüzde oldukça yaygın. Yapılan bazı çalışmalarda tüm dünyada 350 milyondan fazla kişinin depresyon problemi yaşadığı ve bunlardan 20 milyonunun da ağır depresyonda olduğu bildiriliyor. Ürologlar olarak konunun bizim ilgilendiğimiz kısmı ise bu ruhsal bozuklukların ortaya çıkarabileceği ürolojik sorunlar. Bu sorunlardan biri de erektil disfonksiyon yani sertleşme bozukluğu. Klinik olarak depresyonun da depresyondan dolayı kullanılan antidepresanın da sertleşme bozukluğuna yol açabilmesi mümkün. Bu nedenle muayene esnasında hastaların mutlaka düzenli kullandıkları ilaçların sorgulanması gerekir. Ancak tüm erektil disfonksiyon olgularının çok küçük bir kısmında esas neden psikolojiktir. Sertleşme bozukluğunun nedeni çoğu zaman organiktir. Bu tür hastalarda genellikle organik bir neden (kalp hastalığı, ateroskleroz, yüksek kolestorol, hipertansiyon, diyabet, obezite) sertleşme bozukluğunun esas kaynağıdır.
“Antidepresan sertleşme bozukluğuna yol açar mı?” sorusundan önce cevaplanması gereken ilk soru “Depresyon sertleşme bozukluğuna yol açar mı?” olmalıdır. Çünkü anksiyete ve kronik depresyon gibi hastalıkların libidonun azalmasına, cinsel isteksizliğe ve sertleşme güçlüğüne yol açabildiği bilinmektedir. Özellikle genç yaşta sertleşme bozukluğu yaşayan erkeklerde mutlaka psikolojik unsurların araştırılması önerilmektedir.
Piyasadaki bazı antidepresan türlerinin cinsel gücü azaltma, erken boşalma ve sertleşme bozukluğu gibi yan etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Ancak bu yan etkiler her hastada görülmemekte ve görülse dahi etkisi aynı olmamaktadır. Ancak bazı grup hastalarda bu tür androlojik sorunlar gündeme gelmektedir. Bu hastaların konuyla ilgili psikiyatristini bilgilendirmesi ve farklı bir antidepresan ile ilacının değiştirilmesi gerekir. Bu tür olgularda sertleşme bozukluğunun temel nedeni iyi tanımlanmalıdır. Sorun kişinin hali hazırda içinde olduğu depresyondan mı yoksa kullandığı antidepresandan mı kaynaklanıyor? sorusunun cevaplanması gerekir. Öte yandan sertleşme bozukluğunun organik bir nedenle de ortaya çıkmış olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Çünkü erektil disfonksiyon olgularının çok büyük bir kısmı organik nedenlerden kaynaklanır. Sorun organik nedenlerden kaynaklanıyorsa tedaviye üroloji kliniğinde devam edilir. İlk olarak hastalığın nedeni ortaya konur. Çünkü birçok farklı sağlık sorunu sertleşmeyi sekteye uğratabilir. Ardından hastaya en uygun tedavi planlanır. Bugün erektil disfonksiyon tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. İlaçlar, ESWT, penis içi enjeksiyonlar ve penis protezleri ile sertleşme tekrar sağlanabilir.
İdrar Kaçırma Tedavi Edilebilir Egzersiz yapmak, çay ve kahve tüketimini kısıtlamak, ideal kiloyu korumak gibi…
Böbrek Kanserinden Korunmanın Yolları Böbrek kanseri, prostat kanserinden sonra, mesane kanseri ile birlikte en sık…
Üriner Diversiyon: Ürostomi mi Yapay Mesane mi? Üriner diversiyon, mesanenin alınması veya işlevini kaybetmesi durumunda…
Prostat Kanserini Önlemenin Yolları Prostat kanseri erkeğe özgü olan ve erkeklerde en sık görülen kanser…
İdrar Retansiyonu, Mesanenin Tam Boşalamaması İdrar retansiyonu kişinin idrar yapabilmesine rağmen, mesanesindeki idrarın tam olarak…
Yaşlanma ile Ortaya Çıkan Ürolojik Sorunlar Yaşlanmayla birlikte birey birçok farklı hastalıkla karşı karşıya kalabilir.…